kekemelik

Kekemeliğe tıbbi yaklaşım kekemeliğe tıbbi bir bozukluğun neden olduğu görüşü 1930? lu yıllarda oldukça yaygınlaşmış ve kekemeliğin bedensel bir bozukluğun bir belirtisi olduğuna inanılmış ve bu nedenle kekemelerdeki solunum, kalp atış hızı, kan basıncı, beyin dalgaları, refleksler ve bazal metabolizma ile ilgili bir çok araştırma yapılmıştır. Ancak yapılan çok sayıdaki araştırmalardan elde edilen bulguların çelişkili olduğu görülmüştür(kehoe, 1998).

 
Untitled document

Wendell Jhonson'nın diagnozojenik-semantojenik? kuramı, 1940-1970 yılları arasında en yaygın olarak benimsenen kekemelik kuramıydı. Diagnozozjenik kurama göre konuşmadaki takılmalar   normaldir, ancak takılmalardan kaçınma sonucu oluşan blok ve zorlanma davranışları konuşma bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Johnson tüm çocuklar için oldukça yaygın ve normal tepkiler olarak kabul ettiği bütün bu tekrarları ve uzatmaları, "akıcı konuşma hataları" kategorisinde toplamaktadır. Johnson'a göre zorluk, anne-babanın bu yaygın ve normal kabul edilen hatalara kaygı ve heyecanla tepki göstermesindedir. Böylece çocuk duygularını sözle ifade ederken korkmaya ve çekinmeye başlayabilmektedir. Kekemeliğin, görülme sıklığında ve gelişiminde kültürden kültüre farklılık görelse de, evrensel bir bozukluk olduğu düşünülmektedir. Johnson, kekemeliğin çocuğun ağzında değil ebebeyinlerin kulağında başladığını vurgulamıştır.

Devamı...
 

Wendell Jhonson'nın diagnozojenik-semantojenik? kuramı, 1940-1970 yılları arasında en yaygın olarak benimsenen kekemelik kuramıydı. Diagnozozjenik kurama göre konuşmadaki takılmalar   normaldir, ancak takılmalardan kaçınma sonucu oluşan blok ve zorlanma davranışları konuşma bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Johnson tüm çocuklar için oldukça yaygın ve normal tepkiler olarak kabul ettiği bütün bu tekrarları ve uzatmaları, "akıcı konuşma hataları" kategorisinde toplamaktadır. Johnson'a göre zorluk, anne-babanın bu yaygın ve normal kabul edilen hatalara kaygı ve heyecanla tepki göstermesindedir. Böylece çocuk duygularını sözle ifade ederken korkmaya ve çekinmeye başlayabilmektedir. Kekemeliğin, görülme sıklığında ve gelişiminde kültürden kültüre farklılık görelse de, evrensel bir bozukluk olduğu düşünülmektedir. Johnson, kekemeliğin çocuğun ağzında değil

Devamı...
 

Sheehan (1958) kekemeliği, ?konuşma isteği ile sessiz kalma isteği arasındaki yaklaşma-kaçınma çatışması? olarak açıklamaktadır. Sheehan, ebebeyinlerin çocukların konuşmasındaki yetersizlikleri ayıklamalarının bu çatışmanın temelini oluşturduğunu bildirmiştir.

Sheehan kuramını geliştirirken; Johnson?ın kekemeliğin öğrenilmiş bir kaçınma davranışı olduğu konusundaki görüşlerinden ve kekemeliğin konuşma isteği ile sessiz kalma isteği arasındaki çatışmadan kaynaklandığına ilişkin Fenichel?in görüşlerinden etkilenmiştir. ?Yaklaşma kaçınma çatışması kuramı? a göre, kekemelik konuşmak ve konuşmamak arasındaki rakip ve çelişkili dürtülerden kaynaklanmakta ve bu eğilimler yaklaşık olarak eşit olduğunda kekemelik ortaya çıkmaktadır.

Yaklaşma kaçınma çatışması kuramı?na göre sözü edilen çelişkili dürtüler, çocuğun konuşmak istemesi fakat ne söyleyeceğini, nasıl söyleyeceğini bilememesi

Devamı...
 

Iowa üniversitesi?nde başlayan yaklaşımın  iki temel amacı var; kekemelerin utanç ve anksiyete duygularını azaltmak ve kekeleme yollarını teğiştirmeyi öğretmek. Eski yöntemlerin çoğu kekelemeyi yasaklayarak onu korkulacak ve kaçınılacak bir şey haline getiriyorlar.

Oysa Iowa üniversitesi?ndeki bu bakış açısına göre, kekemeye kekeleyebileceğini, ancak konuşmasını daha da bozacak kaçınma davranışları yani; korku, zorlama, gerilim olmadan kekeleyebilecekleri söylenmiştir. Bu teknik, ? kekelemek için konuşma biçimini değiştir? diyen görüşten farklı olarak ? kekeleme yolunu değiştir? fikrini savunur. Iowa tedavisinin iki temel amacı vardır; kekemelerin utanç ve anksiyete duygularını azaltmak ve kekeleme   yollarını değiştirmeyi öğretmek. Bu tedavi serebral baskınlık kuramının gölgesinde gelişmiştir. Beryngelson kekemelerin, konuşmalarına karşı nesnel bir tutum geliştirmelerini amaçlıyordu.

Devamı...
 

Sayfa 3 / 5

<< Başlangıç < Önceki 1 2 3 4 5 Sonraki > Son >>